MEHMET ASLANTUĞ & AHMET HAKAN OLAYI 1 | izle

Bir köşe yazarı var.. Adı Ahmet Hakan... Boş yere işgal ettiği köşesinden "Aşkın İkinci Yarısı" filmine adeta saldırmış.. Yazma tekniğini maddelerle sunan bu adam, Mehmet Aslantuğ'dan maddeler halinde gerekli cevabı almıştır:

Eleştiriyi anlamak elbette borcumuzdur; lakin malum yazıyı ve cevabımı vicdanınıza bırakıyorum! Mehmet Aslantuğ

Ahmet Hakan'ın yazısı:
Kötü bir film çekmeyi tetikleyen yedi neden: (Bu maddeler Mehmet Aslantuğ'un yazdığı, yönettiği ve oynadığı “Aşkın İkinci Yarısı” adlı film seyredildikten sonra kaleme alınmıştır).

BİR: Gerekçesiz özgüven...
İKİ: Samimiyetin her şeye yeteceği yanılgısı...
ÜÇ: Kişinin bir meselesi olmadığı halde bir meselesi varmış zannına kapılması.
DÖRT: Dizi film ile sinema filmi arasındaki farkı fark edememek...
BEŞ: Sinema duygusu 80'lerin bunalım filmlerini bile aşamamış düzeyde olan birinin Nuri Bilge Ceylan olmaya özenmesi...
ALTI: Yeteneksizliğin ayırtına varılamaması...
YEDİ: “Ben yapınca olur” anlayışına sahip olunması... “


Mehmet Aslantuğ'un cevabı;

Bir: İnların özgüvenini sen dağıtmıyorsun!
İki: Samimiyetin, senin gibilerin ilkesi olmadığı her halinden belli!
Üç: Ne anlatırsam anlatayım, anlayacağın kadarım!
Dört: Fimle tv dizileri arasında farklar nedir diye kafa yor!
Beş: İnsanların üretimlerini eleştir; ama, saldırma!
Altı: 5. Maddeyi tekrar oku!
Yedi: Tuttuğun yerde ‘utanmalar’ üzerine de yazmaya kalkmışsın!... Bir kuduz gibi yaşadığın sürece daha çok utanırsın!



Durum böyle.. Birçok sinema eleştirmenimiz var; gerek yazılı ve görsel basında gerekse internette hergün yüzlerce yazı yazılıyor, filmler eleştriliyor yada övülüyor.. Biz de yapıyoruz bunu, sanırım siz de.. Hepimiz izlediğimiz bir filmi arkadaşlarımıza anlatıyoruz, konuşuyoruz kimi zaman da hakkında bir yerlere yazıyoruz.. Duayenlerden ve diğer yazarlardan çok kere çok ağır -haklı yada haksızlardı- film eleştrileri okudum! Hiçbiri Ahmet Hakan'ın yazdıklarına benzemiyordu.. Beğenmeyebilirsin, ama bunu da ifade etmenin bir uslubu, bir mantığı, bazı kuralları var.. İsterse dünyanın en kötü filmi olsun yada ne olursa olsun malum şahsın yazdıkları filme eleştri değil, şahsa hakarettir.. Daha önce bu tarz vukuatları bulunan Ahmet Hakan gene gündemde kalabilmek için bu çirkin yolu seçmiştir. Hem de işini sessiz, kendi kabuğunda (filmin galası bile medyada bağrılmadı) yapan bir adama karşı!

"Ben yapınca olur" anlayışı demiş! Kim ben yapınca olur dedi! Şu özgüven meselesine de taktım ben.. Adam "gerekçesiz özgüven" diyor.. Bu kadar mı önyargılı ve bilgisiz olabilirsin? M.Aslantuğ'un 25-26 yıllık bir sinema geçmişi var, birikimi var.. Kolay kolay kimsede olmayan sezgileri ve bilgi birikimi var.. Özgüven başka nasıl olabilir ? Adam ben dünyanın en iyi filmini yaptım demiyor ki! Hatta birşey bile demiyor.. Bu hikaye de benden olsun diyor, filmiyle..

Yazılcak çok şey var aslında ama bir yerde durmak gerekiyor.. M. Aslantuğ okkalı bir cevap vermiş zaten; hem yazılı hem sözlü.. Lütfen yazının devamındaki videoyu da izleyin.. Daha doğrusu dinleyin, izleyecek birşey yok.. Aslantuğ yaptığı yazılı açıklamayı ve fazlasını gayet mantıklı bir şekilde söylüyor..

EDIT: Ahmet Hakan aldığı okkalı cevaba rağmen
saldırısına devam ediyor, burada

 


3 yorum:

mine dedi ki...

petek dinçözle mehmet aslantuğun aynı karede ne işi var yahu
ahmet hakanın twitterlarını okumanı tavsiye ederim eğleniyorsun

Adsız dedi ki...

AHMET HAKAN HIYARLIĞA SON HIZ DEVAM EDİYOR.

Mehmet Aslantuğ’a tahammül dersleri

BİR: Eğer bir film çekip beğenimize sunuyorsan, benim rolüm bellidir: Ya “muhteşem” diyeceğim ya “eh işte” diyeceğim ya da “berbat”... Gocunma, şaşırma, çok görme... Ne yapalım, şu fani dünyada bana bu vazife düştü.
İKİ: Çektiğin film hakkında “Şahane... Muhteşem... Dört dörtlük... Süper...” diye yazsaydım, benim sinemadan anladığımı ya da anlamadığımı hiç dert etmeyecektin. O zaman lütfen “berbat” dediğimde de bunu dert etmemeyi dene.
ÜÇ: Unutma: Bir filmin seveni de olur, sevmeyeni de... Göklere çıkaranı da olur, yerin dibine batıranı da... Kibarca eleştireni de olur, kabaca saldıranı da... Hepsi meşrudur, hepsi haktır...
DÖRT: Saldırıya, eleştiriye, laf çakmaya tabii ki senin de cevap verme hakkın vardır. Sen de konuşursun... Ama filmine “berbat” diyen bir adama, “bir kuduz gibi yaşıyorsun...” diye hakaret etmeden konuşsan daha iyi edersin.
BEŞ: “Ben sana ille de hakaret edeceğim” de diyebilirsin. Peki, tamam, et o zaman... Senin bana hakaret etmen beni küçültmez... Ancak senin gradonun düşük, kalitenin sorunlu, jantiliğinin hikaye olduğunu gösterir.

Ahmet Hakan
14 Ekim 2010

Unknown dedi ki...

Ahmet Hakan, köşesinde protokol kurallarını ve siyasi nezaketi bilmeyenlere karşı eleştiriler yazmaya alıştığından olsa gerek, hem sanatı hem de yansıttığı sosyal statüsü nezaket üzerine kurulmuş bir "adam"ı nasıl eleştireceğini bilememiş ve haddini aşmış... Ne yazık ki herkes aynı geçmiş ve karakter özelliklerine sahip değil!

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...