LUXUS & WOODSTOCK | TANITIM

Luxus, 2005 yılının şubat ayında kurulan; keman, akordiyon, akustik gitar, perküsyon, klarnet, bas gitar ve davul kullanarak oriental-blues tarzında ve balkan havalarından eserler sunan müthiş bir grup.. Babylon, Balans, Shaft, Araf ve Hayal Kahvesi gibi popüler mekanlarda konser veren grubun bir de albümü var: Acayip Şeyler İkinci albümleri de yolda..

Luxus'u diğer gruplardan ayıran özelliği; müthiş bir uyum içerisinde çalmaları! Sonuçta canlı çalmak zordur ama Luxus'u CD'den dinliyor gibi hissediyorsunuz sahnede izlerken.. Performansları ve playlistleri de çok iyi.. İnanılmaz yüksek tempolarda çalıp sizi deli gibi çoşturuyorlar ve bu sırada da o uyumdan ödün vermiyorlar.. Ana solist ve kemanda Alper ile vokalde ve klarnette Kamucan'ın sesleri çok iyi.. Özellikle Alper'in şarkıları söylerken gerçekten eğlendiğini ve hissederek söylediğini sürekli oynayan ellerinden anlayabiliyorsunuz.. Neden Saçların Beyazlanmış Arkadaş ve Haydar Haydar coverleri muhteşem! Şuan çıktıkları belli mekanları yok.. Mekanları yada rehber siteleri takip etmeniz gerekiyor.. Albüme adını veren Acayip Şeyler'in klibini yazının sonunda izleyebilirsiniz..

Luxus'un şuradaki resmi web sitesinden şarkılarının kısa versiyonlarını dinleyebilir ve fikir edinebilirsiniz..


Müthiş bir gece yaşatan Luxus'u Kadıköy'deki Woodstock'da dinledim.. Ekim ayında, Shaft'ın sağ çaprazında açılan yeni pub/bar burası.. Düzgün, temiz, şık ve kibar bir yer Woodstock.. Pazar ve pazartesi hariç hergün canlı müzik var.. Alt katı canlı performanlar için.. Atmosferi de müziği de başarılı..  Şurada resmi web sitesi ve burada da Facebook grubları var..


Galiba pat diye bitti işte böyle bu yazı da...

TV KARNESİ | TAKSİM'DE BOMBA OLAYI

Bugün yani 31 ekim pazar 10:30 civarında Taksim Meydanındaki anıt heykelinin orada, çevik kuvvete bir canlı bomba saldırısı düzenlendi.. An iyibariyle gelen son gelen bilgi: Bombanın erken patladığı ve bu yüzden bir felaket olmadığı.. 15 yaralı olduğu söylenmekte.. Umarım yaralı sayısı artmaz ve yaralılardan hayatını kaybeden olmaz..

Gelelim bu önemli olayda televizyon kanallarımızın karnesine!

Tüm haber kanalları hızlı bir şekilde haberi duyurdular.. Ellerine gelen ilk görüntüleri yayımlayıp, Taksim'den canlı telefon bağlantısına geçtiler.. Yılların muhabiri Mete Çubukçu'nin sakin ve net anlatımıyla NTV telefon yayınında öne çıktı.. Habertürk, TGRT|Haber ve TRT|Haber 3G teknolojisini kullanarak canlı yayın yapınca tüm kanalların önüne geçmiş oldular.. NTV ve CNN|Türk'den de 3G beklerdim..

Gelelim bizim 5 büyüklere!! Tüm bunlar olurken Show'da Pazar Süprizi, Kanal D'de Öyle Bir Geçer Zaman Ki, ATV'de Bitmeyen Şarkı, Star'da Magazin Programı ve TRT1'de Kahramanlar Diyarı diye bir yapım oynuyordu.. Değil akışlarını keserek canlı yayına geçmek; son dakika haber bandını bile kullanmadılar.. Şuan ben bunları yazarken çıktıysa bilemem ama olayın üstünden bir saat geçtikten sonra versen ne olur vermesen ....

Haber kanalları hızlı bir şekilde görevlerini yaptı ama beş büyükler sınıfta kaldı.. Büyük ihtimalle pazar sabahı olması sebebiyle kanallarda sadece asistanlar vardı, herkes evindeydi.. Bir saat içinde haber girmemesi bunun bir kanıtıdır.. Ama hayat pazar sabahı falan dinlemiyor işte..

77 YIL ÖNCEKI İLAN

Cumhuriyet Bayramı 10. Yıl Kutlaması için Evlere Dağıtılan El İlanı Beşiktaş | İstanbul 29 Ekim 1933
Gelecek nesillerin Türkiye de Cumhuriyetin ilanı günü, ona en merhametsizce hücum edenlerin başında, cumhuriyetçiyim iddiasında bulunanların yer aldığını görerek şaşıracaklarını asla farz etmeyiniz! Bilâkis, Türkiye’nin münevver ve cumhuriyetçi çocukları, böyle cumhuriyetçi geçinmiş olanların hakikî zihniyetlerini tahlil ve tesbitte hiç de tereddüde düşmeyeceklerdir. 

Mustafa Kemal Atatürk

CUMHURİYET BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN !

77 yıl önce de yapıldığı gibi;
balkonlarınıza ve pencerelerinize bayrak asmayı unutmayınız lütfen!  

 

 

 

TARKAN SESLENDİRME (!) YAPARSA | izle

Megastarımız (!) Tarkan, National Geographic Channel'ın bugüne kadar gerçekleştirdiği en büyük prodüksiyon olan "Büyük Göçler" serisinin Türkçe versiyonu seslendirmiş..

NG'den böyle birşey beklemezdim! Belgeseli merak eden zaten izler.. Üç-beş kişi daha izlesin diye Tarkan'a seslendirtmek niye? Belki de karşılıklı yapılan bir anlaşma, iki taraf için de reklam çünkü bu olay.. Videoyu izleyin siz karar verin.. İzlenmez gibi değil elbette ama yapmacık ve kendini kasarak seslendirmiş Tarkan; hep aynı ses tonuyla.. Vurgu neredeyse hiç yok!

Belgesel seslendirmesi şarkı okumaya benzemez ki! Ciddi bir iş, zor bir iş.. Böyle büyük bir projede Levent Dönmez, Payidar Tüfekçi, Hakan Akın, vs vs dururken niye Tarkan?

BÜDÜ EŞCİNSEL(MİŞ) | izle

İzlemeyen yoktur herhalde Susam Sokağı'nı; özellikle de Edi-Büdü bölümlerini.. Çok net hatırlıyorum, geçmiş yıllarda da okumuştum Büdü eşcinsel mi haberlerini.. Bugün şöyle bir haber yayıldı: 

Twitter’dan hayranlarına ulaşmaya devam eden Büdü karakteri, eşcinsel olduğunu kendi ağzından itiraf etti.Büdü, A-Takımı filmi hakkında, “Dizideki Baracus karekteri bana benziyor. Aramızdaki tek fark benim biraz ‘homo’ (Mo) olmam” dedi. Açıklamaya eşcinsel siteleri balıklama atladı. Yapımcılar, “Bizim programımız çocuklar kadar yetişkinlere de hitap ediyor” dedi. 

Konu üzerine yerli/yabancı siteleri gezdim biraz, ortalık karışmış tabiki.. Büdü'ye aşık olup da eşcinsel diye hayalleri yıkılan var mı acaba? Yada eşcinsel diye bir daha izlemem diyen..

Cinsel tercihinden bana ne yahu..  Büdü benim için elinde olta olmadan "geel balık balık balık" diyerek balık tutabilen tek karakter! Sevdim, seviyorum ve sevicem.. 

Büdü'den bahsettim ama bir Edi videosu yayımlıyorum.. Hep kavga eden ikilinin Edi'si bakın nasıl da seviyor aslında Büdü'sünü..

UZUN İNCE BİR YOLDAYIM | AŞIK VEYSEL | izle | animasyon

Doğum günü vesilesiyle, ustaya saygı ve özlemle..

İnsanın kainat içindeki bilinmez yolculuğunu bu kadar basit ve dokunaklı anlatan belki de tek eser..

Animasyon ve kurgu için
Ragıp Toklucu'ya teşekkürlerimle.. 

ÖLÜLERİ GÖMÜN | HAKKINDA

Devlet Tiyatrosu Cevahir sahnesinde Ölüleri Gömün oyununu izledim.. Dekor, ışık ve ses efektleri çok başarılı..Ciddi emek harcanmış, başarılı bir atmosfer yaratmışlar ama maalesef hepsi bu kadar..  Oyunun ana teması "savaş kötü birşeydir, bitmeli" İyi güzel de, bu temayı 95 dakika boyunca sağlam olmayan, kötü çevrilmiş bir metinle anlatmaya çalışmışlar.. E anladık diyor ve öylece izliyorsunuz; daha başlarından sıkıcı ve bunaltıcı bir hale dönüşen oyunu.. 30 küsür kişi var sahnede.. Başrollerde olmasına karşın, yaklaşık 35-40 dakikalık oyunun en sıkıcı bölümünde yer almayan Musa Uzunlar ve Cihan Canova'nın oyunculuğu bile kurtarmıyor oyunu.. Çünkü ortada oyunculuk gerektirecek bir metin yok.. Tiyatroda hiç sevmediğim yüksek sesle/bağırarak oynama; oyun savaş ortamında geçtiği için iyice artıyor ve insanı rahatsız ettiği gibi yapmacıklığı da körüklüyor.. Hele bir çavuş karakteri var ki..... Oyunun geneline bir yapmacıklık hakim zaten.. Şuana kadar devlet tiyatrolarında izlediğim en kötü oyun diyebilirim.. Bu arada atmosfere büyük katkısı bulunan duman makinesi 95 dakika boyunca çalışınca rahatsız edici olabiliyor.. Yani atmosfer için bile tam puan veremem.. Hiç mi güzel birşey yok derseniz elbet var ama saydıklarmın yanında çok küçük kalıyorlar..Kısacası bu sezonun yanlış seçimi Ölüleri Gömün.

AHMET HAKAN'IN İKİNCİ YARISI

Geçtiğimiz haftalarda Ahmet Hakan'ın Aşkın İkinci Yarısı filmi üstünden Mehmet Aslantuğ'a nasıl saldırdığını hep birlikte okuduk.. Hakan'a tepkiler geliyor yavaş yavaş.. Ciddi tepkilerden biri Habertürk'ten Funda Özkalyoncuoğlu'na ait.. Bu yazıyı tüm kendini bilmez ve edepsiz eleştiri yapanlara bir cevap niteliğinde eklemeyi-yaymayı-göndermeyi de ihmal etmeyiniz lütfen.. Bakın neler yazmış sevgili Funda, ne güzel yazmış:

İFFET | BİR TECAVÜZ DİZİSİ DAHA

Fatmagül'ün Suçu Ne dizisi tuttu ya ve tecavüz sahnesiyle çok konuşuldu ya.. Pek sevmediğim vasat işlerin yapımcısı Gold Film yani Faruk Turgut; 1982 yapımı başrollerini Müjde Ar ve Faruk Peker oynadığı İffet isimli filmi dizileştirmeye karar vermiş.. Henüz cast, tarih vs.. birşey belli değil..

Neden Fatmagül'den örnek verdiğime gelirsek: Aşık olduğu genç tarafından tecavüze uğrayan kenar mahalle kızı İffet’in intikam alma öyküsü..Filminin konusu bu.. Bakalım Ay Yapım kadar ses getirecek bir iş yapabilcek mi Gold Film? Diziyi sevin, sevmeyin, izleyin, izlemeyin ama Fatmagül'ün Suçu Ne'nin castı başarılı ve bir şekilde başladığı günden bu yana birinci olmaya devam ediyor..

EDIT : Başrol için Aysun Kayacı'nın ismi geçiyor kulislerde, henüz net değil..

PROFESYONEL HAKKINDA

Devlet Tiyatrosu'ndan Bülent Emin Yarar ve Yetkin Dikinciler'in Profesyonel adlı oyunlarını izledim.. Oyun Yugoslavya' daki büyük dönüşümden önceki ve sonraki toplumsal-politik yaşamı, bir entelektüelin yaşam öyküsü içinde, kara-komedi türünde ve ironik bir üslupla anlatıyor.. Oyun, kurgusuyle insanı sürüklüyor.. Olayların akışı çok iyi.. Önce komünizm eleştirisi yaparmış gibi başlayıp, daha sonra çok ciddi bir sistem eleştirisine dönüyor..  Fakat bu ciddilik bizim izleyiciyi bozar herhalde diye düşünülmüş ki; yukarıda oyunun basın bülteninde kullanılan "ironik bir üslup" yer yer sululuklara dönüşüyor.. İnsanı gülümseten hatta güldüren doğal sahnelerin dışındaki bu sululuklar sizi rahatsız edebilir, ne gerek vardı diyebilirsiniz.. O anlar olmasa oyun çok daha güzel olurdu diyebilirsiniz, benim gibi..

Oyun ve oyuncular şahane.. Bir dans sahnesi var ki, çok keyifli.. Yetkin Dikinciler TV/Sinemada gördüğünüzden çok daha doğal ve sade, hayran kalacaksınız.. Bülent Emin Yarar da çok iyi.. Fakat bahsettiğim o sulu kısımların çoğu maalesef Yarar'a denk gelmiş.. Kimi zaman abartılı oyunculuğu rahatsız edebildiği gibi oyun boyunca neredeyse sürekli yüksek sesle hatta kimi zaman da bağırarak konuşması insanın kulağını tırmalıyor.. Aynı oyunu daha sade oynayabilirdi Yarar ama böyle oyna diyen oyunun yönetmeni yoksa kendi kendisi mi onu bilemeyeceğim..

Velhasıl oyun güzel, iki ustayı izlemek güzel, sonuç olarak gidin görün derim.. Yeni sezon oyunu olduğu için büyük ihtimal mayıs 2011'e kadar oynar.. Linkten takip edebilir ve bilet alabilirsiniz: http://www.mybilet.com/dtgm.php

Meraklısına notlar: Bülent Emin Yarar, Bennu Yıldırımlar'ın kocası.. Süper Baba'nın son sezonunda Fiko'yu hapisten kurtaran avukat.. Çok tüyo vermeden yazıyım: Yetkin Dikincilerin'in yaptığı bir "sulu" şaka aslında şaka değil, her oyunda yapılan bir şey.. Beykoz sahnesi küçük ama güzel bir sahne.. Özellikle mybilet'den zamanında bilet alırsanız ilk dört sıra şahane.. Sahne, koltuklara yakın olduğu için keyif artıyor.. Ben ikinci sıradan izledim, önümde gibiydiler..

BENZERLİK

Ne zaman ATV'nin Unutulmaz dizisinin tanıtımlarına rastlasam, aklıma Prison Break geliyor.. Esinlenme mi, araklama mı artık adı her neyse.. 

Unutulmaz'ın jeneriğinde öylebir yer var ki, hık demiş Prison Break'ın burnundan düşmüş.. Sizler için derledim, buyrun içerde..

MEHMET ASLANTUĞ & AHMET HAKAN OLAYI 4

Ahmet Hakan son sözü benim söylemem lazım diyip iki gün aradan sonra gene (17 ekim pazar) saldırmış..Yazının devamında okuyabilirsiniz.. Mehmet Aslantuğ'a bir garezi var sanırım.. yada gerçekten ciddi bunalımda.. veyahut bildiğiniz haysiyetsiz bir adam..

Ahmet Hakan hala hiçbir söz etmemiş gibi, ilk söylediklerinin sadece "ağır bir eleştri" olduğunu sanıp; Mehmet Aslantuğ'un kendisine "kuduz gibi yaşıyorsun" lafını kullanıp kendisini lekelemeye çalışıyor.. Peki ne oldu?

Ahmet Hakan yazdı diye Mehmet Aslantuğ'un jantiliği bozulmadı..
Mehmet Aslantuğ kuduz dedi diye de Ahmet Hakan kudurmadı..

Aslantuğ'u sevenler sevmeye devam ettiler..
Hakan'dan nefret edenler etmeye devam ettiler..

Ne Aslantuğ'u seven biri artık O'ndan nefret ediyor.. Ne de  Hakan'den nefret eden biri artık O'nu seviyor..

Kimse kusura bakmasın ama argo lafları severim, hani ne derler..  Öyle g.te böyle . . . .

Ahmet Hakan'ın 17 ekim pazar saldırısı içeride..

DIE HARD III: WITH A VENGEANCE | dinle

Uzun söze gerek yok.. Die Hard serisinin Bruce Willis, Jeremy Irons ve Samuel L. Jackson'un harikalar yarattığı üçüncü filminden bahsediyorum.. 

Artık izlemeyen yoktur herhalde diyerek hafif spolier içerin bir sahneden bahsedicem.. Filmin birçok yerinde ama özellikle kötü adamların merkez bankasının altından altınları komyonlarla yürütme sahnelerinde fonda bir müzik çalar: Ants Go Marching

Bu eserin aslı;  İrlanda halk sarkisi Johnny I Hardly Knew You'nun Amerikan iç savaşında marş halinde söylenen halinden uyarlanarak yapılmış bir çocuk şarkısıdır.. Daha sonra yeniden aslı gibi savaş marşı halinde düzenlenmiş ve Dr. Strangelove, Antz ve Die Hard III filminde kullanılmıştır.. Müthiş bir gaza getirme kabiliyeti vardır.. İşte o eser..

MEHMET ASLANTUĞ & AHMET HAKAN OLAYI 3

Ahmet Hakan'ın ilk saldırısına Mehmet Aslantuğ'un cevabı şurada

Ahmet Hakan'ın ikinci saldırısına benim cevabım burada ve Mehmet Aslantuğ'un da cevabı -nekbey hızıyla- aşağıda:

Ahmet Hakan Coşkun’a,

İnsan, dilinin altında gizliymiş ya, sen de oradan yakalanıp duruyorsun ne yazık ki! En başından beri, “Küçük bir başlangıçtır bu...” demeye çalışan birinin, kişiliğine de, samimiyetine de saldıracak kadar kaybolmuşsun! Küçük başlangıçlar korunur Ahmet Hakan Coşkun; çünkü daha büyükleri için onlara ihtiyacımız vardır. Ama sen eleştirmiyor, bir trol gibi dolaşıyorsun. Ve ne tuttuğunu düşünüyorsan artık, arsız zenginler gibi gözümüze sokuyorsun! Mevsimsiz kalmış  avcı iştahına alıştığından olsa gerek, böyle dertlerin yok, anlıyorum. Yıldızları tutmak mümkün olmaz, Ahmet Hakan Coşkun; ama karanlık gecelerde yolumuza  rehberlik ederler. Belli ki kutup yıldızını kaybetmişsin! Allah yardımcın olsun.

Mehmet Aslantuğ'dan, olayı sidik yarışına çevirmek isteyen Ahmet Hakan'a karşı verilecek -tam da beklediğim bir üslupta- çok tadında bir cevap geldi saat 18:00 sularında.. Allah'a havale etmek en güzeli.. Peki ne oldu? Ahmet Hakan tüm yazılı medyaya haber olarak kendi reklamını yapmış ve karaktersizliğini bir kez daha ortaya sunmuş oldu..

EDIT: Ahmet Hakan gene saldırdı!! Burada

MEHMET ASLANTUĞ & AHMET HAKAN OLAYI 2

Ahmet Hakan'ın Mehmet Aslantuğ'a çirkin saldırısını şurada yazmıştım.. Mehmet Aslantuğ'un filmine değil, şahsına hakaret eden Ahmet Hakan çirkin uslubuna devam ediyor.. Ben de kibar olmayacağım; bu yaptığı resmen hıyarlık.. Bugün köşesinden cevap vermiş Mehmet Aslantuğ'a; hıyarlığına devam ediyor:

Mehmet Aslantuğ’a tahammül dersleri

BİR: Eğer bir film çekip beğenimize sunuyorsan, benim rolüm bellidir: Ya “muhteşem” diyeceğim ya “eh işte” diyeceğim ya da “berbat”... Gocunma, şaşırma, çok görme... Ne yapalım, şu fani dünyada bana bu vazife düştü.
İKİ: Çektiğin film hakkında “Şahane... Muhteşem... Dört dörtlük... Süper...” diye yazsaydım, benim sinemadan anladığımı ya da anlamadığımı hiç dert etmeyecektin. O zaman lütfen “berbat” dediğimde de bunu dert etmemeyi dene.
ÜÇ: Unutma: Bir filmin seveni de olur, sevmeyeni de... Göklere çıkaranı da olur, yerin dibine batıranı da... Kibarca eleştireni de olur, kabaca saldıranı da... Hepsi meşrudur, hepsi haktır...
DÖRT: Saldırıya, eleştiriye, laf çakmaya tabii ki senin de cevap verme hakkın vardır. Sen de konuşursun... Ama filmine “berbat” diyen bir adama, “bir kuduz gibi yaşıyorsun...” diye hakaret etmeden konuşsan daha iyi edersin.
BEŞ: “Ben sana ille de hakaret edeceğim” de diyebilirsin. Peki, tamam, et o zaman... Senin bana hakaret etmen beni küçültmez... Ancak senin gradonun düşük, kalitenin sorunlu, jantiliğinin hikaye olduğunu gösterir.
Ahmet Hakan - 14 Ekim 2010 

Mehmet Aslantuğ cevap verir mi vermez mi bilemem bu da nekbey'in cevabı:

BİR: Elbette bu üç cevaptan biri olacaktır ama bunu söylemin yani filmi sevmedim demenin de bir uslubu vardır.. Ağır Roman filminden çıkmış bir uslubla konuşmak senin tarzını fazlasıyla ortaya koymaktadır..
İKİ: Mehmet Aslantuğ'un, filmi hakkında acaba Ahmet Hakan ne diyecek diye beklediğini sanmıyorum.. Film hakkında iyi/kötü fikrini "insan" gibi adama bulaşmadan yazsaydın sadece okuyup geçeceğinden eminim..
ÜÇ: Sürekli aynı şeyi söylüyorsun.. Filme iyi diyen de çıkacak kötü diyen de çıkacak! Git birinci maddeyi tekrar oku.. Kimsenin kimseyi "kabaca eleştirmeye" hakkı yoktur! Bunu diyerek ilk yazında kaba davrandığını zaten itiraf etmiş durumdasın! Ben kabayım diyorsun bağıra bağıra!
DÖRT: Demek adece berbat dediğini düşünüyorsun.. Normaldir.. Aslantuğ'un da dediği gibi: "ne anlatırsam anlatayım, anlayacağın kadarım" Kapasite şu kadar ama dil maşallah bu kadar..
BEŞ: Hem seçlu hem güçlü, utanmaz, arlanmaz, küstahça ve pişkince bir yorumun son örneği.. Yuh!

Türkiye'de bir sürü sinema filmi çekiliyor.. İyiler ve gerçekten kötü filmler de var.. Neden Ahmet Hakan o filmlerin yönetmenlerine "yeteneksiz" denmiyor da; filmi ve kendisi hakkında megelomanca tek bir cümlesi bulunmayan Mehmet Aslantuğ'a böyle bir saldırıda bulunuyor? Cevabı basit de burada yazmıyım..

Medyada bu kadar küstah ve çirkin başka bir adam tanımıyorum.. Var ama bu kadar değil.. Ahmet Hakan'ın daha önce söyledikleri, Barlas ile tartışması, yazdıklarıve dönekliği ortada.. En iyi şiddet sessizliktir diye bir söz vardır.. Umarım Mehmet Aslantuğ bu yolu seçer.. Çünkü Ahmet Hakan işi sidik yarışına dökmek konusunda ısrarcı..

EDIT: Mehmet Aslantuğ da cevap verdi, burada

MEHMET ASLANTUĞ & AHMET HAKAN OLAYI 1 | izle

Bir köşe yazarı var.. Adı Ahmet Hakan... Boş yere işgal ettiği köşesinden "Aşkın İkinci Yarısı" filmine adeta saldırmış.. Yazma tekniğini maddelerle sunan bu adam, Mehmet Aslantuğ'dan maddeler halinde gerekli cevabı almıştır:

Eleştiriyi anlamak elbette borcumuzdur; lakin malum yazıyı ve cevabımı vicdanınıza bırakıyorum! Mehmet Aslantuğ

Ahmet Hakan'ın yazısı:
Kötü bir film çekmeyi tetikleyen yedi neden: (Bu maddeler Mehmet Aslantuğ'un yazdığı, yönettiği ve oynadığı “Aşkın İkinci Yarısı” adlı film seyredildikten sonra kaleme alınmıştır).

BİR: Gerekçesiz özgüven...
İKİ: Samimiyetin her şeye yeteceği yanılgısı...
ÜÇ: Kişinin bir meselesi olmadığı halde bir meselesi varmış zannına kapılması.
DÖRT: Dizi film ile sinema filmi arasındaki farkı fark edememek...
BEŞ: Sinema duygusu 80'lerin bunalım filmlerini bile aşamamış düzeyde olan birinin Nuri Bilge Ceylan olmaya özenmesi...
ALTI: Yeteneksizliğin ayırtına varılamaması...
YEDİ: “Ben yapınca olur” anlayışına sahip olunması... “


Mehmet Aslantuğ'un cevabı;

Bir: İnların özgüvenini sen dağıtmıyorsun!
İki: Samimiyetin, senin gibilerin ilkesi olmadığı her halinden belli!
Üç: Ne anlatırsam anlatayım, anlayacağın kadarım!
Dört: Fimle tv dizileri arasında farklar nedir diye kafa yor!
Beş: İnsanların üretimlerini eleştir; ama, saldırma!
Altı: 5. Maddeyi tekrar oku!
Yedi: Tuttuğun yerde ‘utanmalar’ üzerine de yazmaya kalkmışsın!... Bir kuduz gibi yaşadığın sürece daha çok utanırsın!



Durum böyle.. Birçok sinema eleştirmenimiz var; gerek yazılı ve görsel basında gerekse internette hergün yüzlerce yazı yazılıyor, filmler eleştriliyor yada övülüyor.. Biz de yapıyoruz bunu, sanırım siz de.. Hepimiz izlediğimiz bir filmi arkadaşlarımıza anlatıyoruz, konuşuyoruz kimi zaman da hakkında bir yerlere yazıyoruz.. Duayenlerden ve diğer yazarlardan çok kere çok ağır -haklı yada haksızlardı- film eleştrileri okudum! Hiçbiri Ahmet Hakan'ın yazdıklarına benzemiyordu.. Beğenmeyebilirsin, ama bunu da ifade etmenin bir uslubu, bir mantığı, bazı kuralları var.. İsterse dünyanın en kötü filmi olsun yada ne olursa olsun malum şahsın yazdıkları filme eleştri değil, şahsa hakarettir.. Daha önce bu tarz vukuatları bulunan Ahmet Hakan gene gündemde kalabilmek için bu çirkin yolu seçmiştir. Hem de işini sessiz, kendi kabuğunda (filmin galası bile medyada bağrılmadı) yapan bir adama karşı!

"Ben yapınca olur" anlayışı demiş! Kim ben yapınca olur dedi! Şu özgüven meselesine de taktım ben.. Adam "gerekçesiz özgüven" diyor.. Bu kadar mı önyargılı ve bilgisiz olabilirsin? M.Aslantuğ'un 25-26 yıllık bir sinema geçmişi var, birikimi var.. Kolay kolay kimsede olmayan sezgileri ve bilgi birikimi var.. Özgüven başka nasıl olabilir ? Adam ben dünyanın en iyi filmini yaptım demiyor ki! Hatta birşey bile demiyor.. Bu hikaye de benden olsun diyor, filmiyle..

Yazılcak çok şey var aslında ama bir yerde durmak gerekiyor.. M. Aslantuğ okkalı bir cevap vermiş zaten; hem yazılı hem sözlü.. Lütfen yazının devamındaki videoyu da izleyin.. Daha doğrusu dinleyin, izleyecek birşey yok.. Aslantuğ yaptığı yazılı açıklamayı ve fazlasını gayet mantıklı bir şekilde söylüyor..

KISA..KISA..KISA..KISA..

Özkan Uğur, dört bölüm önce girdiği Türk Malı dizisinden yeni başlayacak Avrupa turnesini bahane ederek ayrılmış.. Haftaya son kez dizide yer alacak..

Geniş Aile kardeş kanal arasında paslanıyor; yeni bölümüyle bu cuma saat 20:00'da STAR'da olacak..

ATV'nin TMC dahil her yönden üvey evlat muamelesi gören dizisi Kapalıçarşı bir final bile yapamadan öylece bitti.. Başta Facebook hayranları olmak üzere TMC'ye mektup yağıyor.. Eli yüzü düzgün bir işti, sonunun böyle olması üzücü..

TRT'nin 28 yıllık yarışma programı Bir Kelime Bir İşlem'i bundan böyle ünlü radyocu Ayhan Güngör (Hopdedik Ayhan) sunacak.. Yeni bölümler pazar 18:00'da TRT1'de..

STONE - ŞANTAJ HAKKINDA

Emekliliğine sayılı günler kalmış olan şartlı tahliye memuru Jack Mabry’den (Robert De Niro), büyükanne ve büyükbabasının cinayetini yangın ile kaza süsü verip örtbas etmeye çalıştığı için hapishanede bulunan Gerald “Stone” Creeson’ın (Edward Norton) dosyasını, şartlı tahliye gerekçesi ile yeniden incelemesi istenir. Şartlı tahliyenin gerçekleştirilebilmesi ve Stone’un hapisten erken çıkabilmesi için Jack’i artık kendisinin yepyeni bir insan olduğuna dair ikna etmesi gerekmektedir. Ancak Stone’un� bu çabaları, her iki erkek üstünde de hiç beklenmedik etkiler yaratacaktır. Kanun adamı ve suçlu arasındaki mesafe gittikçe daraldıkça, Stone’un iki adamın da karanlık dürtülerinden yola çıkarak kurguladığı yolculukta iki erkek de birbirine daha çok benzemeye başlar.

Filmin konusu boyle.. Norton muthis bir tipleme ciziyor ve fazlasiyla inandirtiyor kendini; oynamiyor yasiyor diyorsunuz.. Niro'yu komedi filmlerinde izledigimden beri aklima komik sahneleri geliyor.. ve bir de maalesef Tamer Karadagli.. Tabiki yine iyi ama Norton kadar muthis diyemeyecegim sanki.. Milla Jovovich'in adi az gecse de ise filmin onemli bir bolumunu ve ayni zamanda cinsel ogesini olusturup ustune duseni yapiyor..Film icin muthis diyemem, guzel ama eksikleri var..bazi seyler havada kaliyor..ama beni en cok etkileyen ozelligi film boyunca gerilmem oldu..gerek cekimleri (bazen anlamsiz olabiliyor) gerek muzikleriyle basindan son karesine kadar lan simdi birsey olacak diye diken ustunde tuttu beni..bu ozelligi icin bile gormenizi isterim..ha birsey oldu mu peki derseniz . . .

FATMAGÜL'ÜN SUÇU NE | JENERİK MÜZİĞİ | nekmix - dinle

Fatmagül'ün Suçu Ne dizisini izlemiyorum ama müziklerini hazırlayan, sevdiğim müzisyen Toygar Işıklı'yı takibim devam ediyor.. Resmi facebook sayfasında dizinin jenerik müziği ve senfonik düzenlemesini yayımladığı için ben de bu iki temayı çok küçük bir farklılıkla birleştirerek nekmix formatında sunmak istedim size..

Toygar Işıklı'nın resmi facebook sayfasina
buradan ulaşabilirsiniz..

VIMEO AÇILDI

Yazdığım şu yazıda vimeo'nun kapandığını ama yakında açılacağını belirtmiştim..

Tahminimden çabuk açıldı.. Vergisi hemen ödemiş (!) demek vimeo..

Neyse, sonuç olarak: ohh beee...          

AV MEVSİMİ YENİ FRAGMAN | izle

Yavuz Turgul’un yazıp yönettiği, başrollerini Şener Şen, Cem Yılmaz, Çetin Tekindor, Melisa Sözen ve Okan Yalabık’ın paylaştığı Av Mevsimi filminin, uzun zamandır oyuncusuz bir fragmanı gösteriliyordu sinemalarda.. 1 Ekim yani bugün itibariyle yepyeni bir fragman yayımlandı! Jet hızıyla tabiki nekbey.com'da.. Film de Aralık 2010'da sinemalarda! Buyurunuz...

FATMAGÜL | HABERTÜRK | ANKET ÜÇGENİ

Habertürk.com geçenlerde bir anket yapmış.. 50 binden fazla kişi oy vermiş bu ankete ve sonucunda en çok beğenilen dizi Fatmagül'ün Suçu Ne olmuş.. Bu birşey nasıl oluyor?

Diziye olumlu-olumsuz bir sözüm yok, izlemedim.. Ama şöyle bir durum var: Dün yani 30 eylül perşembe akşamı 3. bölümü yayımlandı dizinin.. Yani bu anket yapıldığında dizinin sadece 2 bölümü oynamıştı ekranlarda!

3 yada 4 bölüm sonunda yayından kaldırılan bir dizi olduğunda "bu kadar kısa sürede nasıl karar verilir, şans verilmesi lazım, böyle şey olur mu" diye ortalığı yıkanlar demek 2 bölümde bir dizinin iyi olduğunu anlayabiliyorlarmış! İlginç bir yetenek! Balık baştan kokar, böyle anket düzenlenmez zaten ya.. Önüne gelen anket yapıyor son yıllarda..

HALİL ERGÜN'ÜN DEDİKLERİ

Heryeri botoxlu olduğundan sıfır mimikle ve hep aynı ifadeyle rol kesmeye çalışan ve ekranların kadraja sığmayan büyük kafalı oynayamanı Halil Ergun döktürmüş gene.. Ehliyetsiz araba kullanırken gazetecilere yakalanan oyuncu Halil Ergün "İstanbul’un yarısı ehliyetsiz araba kullanıyor. Yaprak Dökümü yüzünden bunlar başıma geliyor, bitsin de kurtulayım" demiş..

Zorla mı oynatıyorlar seni o dizide? Zaten oynayamıyorsun.. Hele bir felçli sahnesi vardır, evlere şenlik, komedi.. Beş yıldır her sezon paraları alırken bir sorun yok, ama başın sıkışınca bitsin de kurtulalım.. Bana anlaşmaları var masalını da hatırlatmasın kimse.. Ben sıkıldım kardeşim ayrılcam dese, kimse gık diyemez.. Bu şekilde bindiği dalı kesme girişiminde bulunan insanları sevmiyorum.. Halil Ergün'ü zaten sevmezdim, artık hiç...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...